kurtulmak istiyor, neden kurtulamıyor? Zengin gördüğümüz olanakları çok gibi görünen, okumuş, kariyer sahibi birçok kişi ve çevre dahi borçlu yaşamayı yaşam haline getirmiş durumda. Yaşam içerisinde istekler, arzular, ihtiyaçlar hiç bitmiyor. Filmler, diziler ve çevre hep daha lüks ve zengin hayatı algımıza yerleştiriyor. Borçsuz yaşayan insan neredeyse yok gibi. Öncelikle borcun yaşamımız içerisinde olmaması gereken bir davranış olduğunu kabul etmemiz gerekiyor. En büyük hastalık, hasta olduğunu bilmemektir. Her hasta olduğunu kabul eden kişi, hastalığı için şifa arayacaktır. Hipokrat şöyle demiştir Hastalığın en büyük ilacı, hasta olmamayı başarmaktır. Borçtan kurtulmanın çaresi ise borcun bir hastalık olduğunu kabul edip, borçlanmamayı başarmaktır. Eğer hastalık, bir bağımlılık olarak kabul ettiysen borçlanma hastalığının tedavisine başlaya bilirsin. Borçtan kurtulmak için ilk adım, olmazsa olmazımız yoga tekniğidir. Yoga tekniği; her yogaya başlayana öğretilen Sabırlı, Kararlı ve Azimli olmak. Aslında bu adımlar yeni başlanılan her işin ilk adımlarıdır. Unutmayın! Düşünce yapımızı, Alışkınlıklarımızı ve Eylemlerimizi değiştirmekten bahsediyoruz. Artık sen, eski sen olmayacaksın. Evet bunu başarman kolay olmayacak. Çünkü değişim zordur. Ama merak etme küçük küçük adımlarla ilerleyeceğiz. Ayda %1 değişim kümülatif olarak Yılda %37 değişim eder. Bu da borçsuz bir yaşam için azımsanmayacak bir orandır. Düşünsene! Kazandığın paranın hepsi senin. Kimse kapına gelmiyor. Kimse borcunu öde diye aramıyor. Bundan daha büyük özgürlük olur mu? Benim özgürlüğe ilk adım atmamı sağlayan olaylardan biri. Hüseyin vakaısıdır. Bir yaz günü akşam üzeriydi. Sokak ta acı acı biri kornaya basıyor. Kim bu diye bütün sokak dışarıya döküldü. Tabii ki de bizde. Baktım Hüseyin. Hüseyin İyi zamanlarımız da, zordadır, ihtiyaç sahibidir diyerek her geldiğinde üç, beş cebine sıkıştırdığımız, daha sonra iş bilen bayan arkadaş sayesinde iş yeri sahibi olmuş bir arkadaş. O zamanlar ne yapacağımızı bilmediğimiz, suya düşen yılana sarılır misali Hüseyin’e sarıldığımız zamanlar. Hüseyin’den nevresim alıyor ve pazarda satıyoruz. Ve haftalık hesap görüyoruz. Bir ay olmuş Hüseyin’den nevresim alıp satmaya başlayalı. O hafta ev kiram olduğu için rica ettim hesabı haftaya görelim dedim. Tamam dedi ama. Hüseyin bu, ertesi gün damladı. Buyur Hüseyin dedim. “Benim paramı ver” dedi. Hüseyin sende biliyorsun ev kirası verdim, Param yok. “Dostlarından bul” dedi. Hüseyin şu an bu parayı bulacak dostum yok. Hem sende benim dostumsun, dedim. “Benim parasız dostum olmaz, paran yoksa dostun da yok” dedi ve bastı gitti. Ve ben o gün karar verdim, başaracaktım, yeniden daha iyi şartlara ulaşacağım diye kendime söz verdim. Öylede oldu bütün borcumu bitirdim, Evimi aldım, BMV arabamı aldım. Onun Üzerinde yurt dışı tatiline çıktım. Hüseyin mi, bilmem. :-)Eminim sizin de sizi başarıya itecek, başarmanızı sağlayacak birçok Hüseyin olayınız vardır